Barış Mahallesi'nde yaşayan ailenin reisi Zeki Toprak, yaptığı açıklamada, bugüne kadar henüz bilinmeyen nedenlerden dolayı çıkan yangınlardan dolayı 10 ev değiştirdiklerini söyledi.
Haber TempoBarış Mahallesi'nde yaşayan ailenin reisi Zeki Toprak, yaptığı açıklamada, bugüne kadar henüz bilinmeyen nedenlerden dolayı çıkan yangınlardan dolayı 10 ev değiştirdiklerini söyledi. Uykudayken üzerilerindeki elbiselerin yandığını fakat bedenen yanmadıklarını anlatan Toprak, son zamanlarda duvarlarında farklı mesajların yer aldığı Türkçe, Kürtçe ve Arapça yazıların yazıldığını belirtti. - Yangınlar azaldı, yazılar çoğaldı Bir seneden bu yana yangınların azalıp yazıların çoğaldığını dile getiren Toprak, duvarlarda yazılan yazılarda bazen çeşitli tehditlerin yer aldığını söyledi. Toprak, yazılara bir anlam veremediğini aktararak, "Üniversite heyetinin yazdığı rapora göre bu yangınlar iki seneden bu yana durmuş ama durmamış, devam ediyor. Geçen sene duvarlarımıza yazılar ayda bir kere yazılıyordu fakat günde 10-15 sefer yangın çıkıyordu. Bir seneden bu yana ise yazılar ön plana çıktı. Yangınlar şu anda ayda 2-3 sefer çıkıyor ama haftada 2-3 defa yazılar yazılıyor. Yazılarda tehditler savruluyor, 'Şunu yapmasanız bunu yapacağız" diye. Kapılar kilitli, pencereler kilitli, her şey kilitli ama bir bakıyorsunuz ki duvarlarımıza yazılar yazılmış. Çocuklarımız evdeyken de bu yazılar yazılıyor, yokken de yazılıyor. Yazılar Arapça, Türkçe ve Kürtçe'de yazılıyor" diye konuştu. Geceleri korkudan uyuyamadıklarını ifade eden Toprak, geceleri boğazlarına bıçak dayandığını fakat uyandıklarında kimseyi göremediklerini belirtti. Yemeklerine farklı zamanlarda tuz ruhu, sabun ve toz deterjan karıştırıldığını öne süren Toprak, şöyle konuştu: "Biz yemek için su ısıtıcısında suyu kaynatmak için mutfağa gelmiştik. Bizim dışımızda kimse yoktu ve biz de oturuyorduk. Suyu yemeğin içine karıştıracağımız zaman bir baktık ki ısıtıcının içinden koku geldiğini fark ettik. Kokladığımızda sudan tuz ruhu kokusu geliyordu. Artık yemeğimize bile bazen tuz ruhu, bazen sabun, bazen de toz deterjan katıyorlar. Ne yapacağımızı bilemiyoruz." - Çamaşır makinesi de yandı Toprak, 2 buçuk sene önce aldıkları çamaşır makinesinin de bilinmeyen bir nedenden dolayı yandığını bildirdi. Makinenin üst kısmının yandığını belirten Toprak, "Elbiseleri de makinenin üstüne bırakmışlardı. Makinenin fişini çıkarttık. Bunun elektrikten kaynaklandığını düşündük. Öbür gün baktık ki fiş takılı değilken bile yine yanmaya başladı. Odadaki elbiseleri getirip makineni üstüne koymuşlardı ve burayı yakmışlardı. Bu makineyi 2 buçuk sene önce bin 500 liraya almıştım bu makineyi. Hangi insan kendi eşyalarını yakabilir ki? Bir iğnesi bile kaybolduğu zaman insan üzülürken nasıl bir insan kendi eşyalarını yakabilir ki?" dedi. - "Bizim derdimiz yardım değil, bu işe çözüm bulmaktır" Yaşanan esrarengiz olaylardan dolayı her ay evlerini badana yapmak zorunda kaldıklarını dile getiren Toprak, bu soruna biz çözüm bulunmasını istediklerini belirtti. Toprak, yetkililerden destek beklediklerini ifade ederek, şunları kaydetti: "Şu an ev bembeyaz görünüyor. Ama bir bu evi her ay badana yapıyoruz. Kokudan ve dumandan oturamıyoruz. Badana yaptıktan bir ay sonra her taraf yine dumandan kapkara oluyor. Bu yangınlar bazen üst kata da sıçrıyor. Yetkililerden yardım istemiştik ve 'tamam' demişlerdi. Fakat üniversite heyeti bu yangınları bizim çıkardığımızı iddia etti. Artık kimse bize bakmıyor. Benim derdim yardım değil, benim derdim bu işe çözüm bulmaktır. Ama çözüm de bulamadılar. Bazen çocuklarımız yalın ayakla dışarıya çıkıyor, bazen aç şekilde uyuyoruz ama yine Allah'a dua ediyoruz. Allah'a şükür daha bize bir şey olmadı ama malımızdan da bir şey kalmadı." - 10 ev değiştirdiler Bulundukları evde de tehlikede olduklarını ve sorunun çözümü için her yola başvurduklarını anlatan Toprak, bugüne kadar 10 ev değiştirdiklerini ve bu evlerin hepsinde yangın çıktığını belirtti. Yaşananlardan dolayı kiralık ev bulamadıklarını söyleyen Toprak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz Cizre'ye gittik ve sonra yine buraya geldik. Bugüne kadar 10 ev değiştirdik. Artık dayanamaz hale geldik. Çocuklarımı yurda götürdüler, orada da 3-4 sefer yangın çıktı. Yurttakiler bize inanmadı. 10 gün boyunca bazen güneşin, bazen yağmurun altında Kızlar Tepesi'nde yattık. Güres Caddesi'nde de yattık. Her yeri denedik ve her yere gittik ama bir türlü bu olanlara bir çare bulamadık. Artık yetkililerden yardım istiyoruz. Şu anda bu evde bile tehlikedeyiz. Kimse bize ev vermiyor. Yarın öbür gün bize 'buradan çıkın' deseler biz nerede yaşayacağız?" Toprak, evde meydana gelen bazı yangınları cep telefonuyla kayıt altına aldıklarını sözlerine ekledi.
Haber TempoBarış Mahallesi'nde yaşayan ailenin reisi Zeki Toprak, yaptığı açıklamada, bugüne kadar henüz bilinmeyen nedenlerden dolayı çıkan yangınlardan dolayı 10 ev değiştirdiklerini söyledi. Uykudayken üzerilerindeki elbiselerin yandığını fakat bedenen yanmadıklarını anlatan Toprak, son zamanlarda duvarlarında farklı mesajların yer aldığı Türkçe, Kürtçe ve Arapça yazıların yazıldığını belirtti. - Yangınlar azaldı, yazılar çoğaldı Bir seneden bu yana yangınların azalıp yazıların çoğaldığını dile getiren Toprak, duvarlarda yazılan yazılarda bazen çeşitli tehditlerin yer aldığını söyledi. Toprak, yazılara bir anlam veremediğini aktararak, "Üniversite heyetinin yazdığı rapora göre bu yangınlar iki seneden bu yana durmuş ama durmamış, devam ediyor. Geçen sene duvarlarımıza yazılar ayda bir kere yazılıyordu fakat günde 10-15 sefer yangın çıkıyordu. Bir seneden bu yana ise yazılar ön plana çıktı. Yangınlar şu anda ayda 2-3 sefer çıkıyor ama haftada 2-3 defa yazılar yazılıyor. Yazılarda tehditler savruluyor, 'Şunu yapmasanız bunu yapacağız" diye. Kapılar kilitli, pencereler kilitli, her şey kilitli ama bir bakıyorsunuz ki duvarlarımıza yazılar yazılmış. Çocuklarımız evdeyken de bu yazılar yazılıyor, yokken de yazılıyor. Yazılar Arapça, Türkçe ve Kürtçe'de yazılıyor" diye konuştu. Geceleri korkudan uyuyamadıklarını ifade eden Toprak, geceleri boğazlarına bıçak dayandığını fakat uyandıklarında kimseyi göremediklerini belirtti. Yemeklerine farklı zamanlarda tuz ruhu, sabun ve toz deterjan karıştırıldığını öne süren Toprak, şöyle konuştu: "Biz yemek için su ısıtıcısında suyu kaynatmak için mutfağa gelmiştik. Bizim dışımızda kimse yoktu ve biz de oturuyorduk. Suyu yemeğin içine karıştıracağımız zaman bir baktık ki ısıtıcının içinden koku geldiğini fark ettik. Kokladığımızda sudan tuz ruhu kokusu geliyordu. Artık yemeğimize bile bazen tuz ruhu, bazen sabun, bazen de toz deterjan katıyorlar. Ne yapacağımızı bilemiyoruz." - Çamaşır makinesi de yandı Toprak, 2 buçuk sene önce aldıkları çamaşır makinesinin de bilinmeyen bir nedenden dolayı yandığını bildirdi. Makinenin üst kısmının yandığını belirten Toprak, "Elbiseleri de makinenin üstüne bırakmışlardı. Makinenin fişini çıkarttık. Bunun elektrikten kaynaklandığını düşündük. Öbür gün baktık ki fiş takılı değilken bile yine yanmaya başladı. Odadaki elbiseleri getirip makineni üstüne koymuşlardı ve burayı yakmışlardı. Bu makineyi 2 buçuk sene önce bin 500 liraya almıştım bu makineyi. Hangi insan kendi eşyalarını yakabilir ki? Bir iğnesi bile kaybolduğu zaman insan üzülürken nasıl bir insan kendi eşyalarını yakabilir ki?" dedi. - "Bizim derdimiz yardım değil, bu işe çözüm bulmaktır" Yaşanan esrarengiz olaylardan dolayı her ay evlerini badana yapmak zorunda kaldıklarını dile getiren Toprak, bu soruna biz çözüm bulunmasını istediklerini belirtti. Toprak, yetkililerden destek beklediklerini ifade ederek, şunları kaydetti: "Şu an ev bembeyaz görünüyor. Ama bir bu evi her ay badana yapıyoruz. Kokudan ve dumandan oturamıyoruz. Badana yaptıktan bir ay sonra her taraf yine dumandan kapkara oluyor. Bu yangınlar bazen üst kata da sıçrıyor. Yetkililerden yardım istemiştik ve 'tamam' demişlerdi. Fakat üniversite heyeti bu yangınları bizim çıkardığımızı iddia etti. Artık kimse bize bakmıyor. Benim derdim yardım değil, benim derdim bu işe çözüm bulmaktır. Ama çözüm de bulamadılar. Bazen çocuklarımız yalın ayakla dışarıya çıkıyor, bazen aç şekilde uyuyoruz ama yine Allah'a dua ediyoruz. Allah'a şükür daha bize bir şey olmadı ama malımızdan da bir şey kalmadı." - 10 ev değiştirdiler Bulundukları evde de tehlikede olduklarını ve sorunun çözümü için her yola başvurduklarını anlatan Toprak, bugüne kadar 10 ev değiştirdiklerini ve bu evlerin hepsinde yangın çıktığını belirtti. Yaşananlardan dolayı kiralık ev bulamadıklarını söyleyen Toprak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz Cizre'ye gittik ve sonra yine buraya geldik. Bugüne kadar 10 ev değiştirdik. Artık dayanamaz hale geldik. Çocuklarımı yurda götürdüler, orada da 3-4 sefer yangın çıktı. Yurttakiler bize inanmadı. 10 gün boyunca bazen güneşin, bazen yağmurun altında Kızlar Tepesi'nde yattık. Güres Caddesi'nde de yattık. Her yeri denedik ve her yere gittik ama bir türlü bu olanlara bir çare bulamadık. Artık yetkililerden yardım istiyoruz. Şu anda bu evde bile tehlikedeyiz. Kimse bize ev vermiyor. Yarın öbür gün bize 'buradan çıkın' deseler biz nerede yaşayacağız?" Toprak, evde meydana gelen bazı yangınları cep telefonuyla kayıt altına aldıklarını sözlerine ekledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder